2011 Yazı: Araba ile Midilli

Burhaniye'de sıcak bir yaz günü yazlıkta balkonda oturmuş zeytin ağaçlarının ardında görünen Edremit koyunu seyre dalmışken aklıma Ayvalık'tan Midilli'ye geçme fikri düştü. Düşüncemi Altuğ'a açınca zaten hazırmış hemen gidelim dedi. Pasaportlarımız yanımızda vize sorunumuz da yok fırsatı değerlendirmesek olmaz.

Sabah erken kalkıp ilk feribota yetişmek için Ayvalık'a geçtik. Başta akşam döneriz diye düşündüğümüz için yanımızda sadece 1 günlük giysi vardı adaya geçince 1 gece daha kalıp gelmişken her yeri görelim dedik. Aracın yeşil sigortasını Ayvalık'taki bir sigorta acentesinde yaptırıp adaya geçtik. Ayvalık-Midilli arası yaklaşık 1,5 saat sürüyor. Yolculuğun ilk yarım saati limandan çıkış Cunda ve çevresindeki küçük adalar arasında geçiyor, Cunda’nın ve çevredeki küçük adaların manzaraları geçince Ege’nin maviliğinde gidilen 1 saatin ardından adanın en önemli liman kenti Mitillini limanına yanaştık.

Adanın en önemli kenti Mitillini

Mitillini Ayvalık'ın karşısında yer alan 24.000 nüfuslu sevimli bir liman kenti. Geçmişi milattan önce 3000’li yıllara dayanıyor, ada ünlü antik dönem kadın şairi Sappho ve Barbaros Hayreddin Paşanın doğduğu yer olarak biliniyor. M.Ö. 10.yy’da adada Eolyen halkı yaşıyormuş, ardından bir süre Truva’lıların hakimiyetine girmiş, Midilli, Mitimna, Antisa, Pira ve Eressos önemli antik dönem kentleridir. Sonraki yüzyıllarda Roma, Bizans, Ceneviz ve Osmanlı hakimiyeti altında kalan ada 1914 yılında Yunanistan’a katılmış.  

Midilli Ege’nin en büyük üçüncü adası, zeytin, Barbayanni, Plomari Uzoları ve manastırları ile ünlü. Vatusa ve Andisa köyleri arasındaki Perivolis Manastırı, Ordimnos Dağındaki İpsilu Manastırı, Taş orman, Taxiarchon Manastırı, şahane manzarası ile Vafios Köyü, Panaya Gorgonos Manastırı, gibi görülmesi gereken yerler var. Mitillini, Molivos, Eresos, Plomari, Kaloni görülmesi gereken önemli yerleşimlerdir. Adaya gelen gemilerin tamamı Mitillini limanına yanaşıyor, buradan Ege Denizindeki diğer adalara düzenli feribot seferleri bulunuyor. Feribottan inip pasaport kontrolünden geçtik ve Molivos'a doğru yola çıktık.

Molivos'a Kaloni üzerinden gidiliyor, asfalt yol çok iyi değil, kısmen onarım çalışmaları nedeniyle bazen tek şeritten geçiş veriliyor ve stabilize kaplama oluyor. Petra yolu bazı bölümlerde çok virajlı ve dağlık bu nedenle yavaş gidiliyor mesafe yakın görünmesine rağmen tahmin edilenden daha uzun sürüyor. Mitillini-Molivos arası 65 km ancak 2 saatte gidilebiliyor. Yol manzara ise çok güzel, özellikle Kaloni ve Petra civarında şahane görüntüler var.

Öğle üzeri Petra'ya ulaştık, hepimiz kurt gibi açız önce yemek için yer aramaya başladık. Petra adanın kuzeyinde küçük bir sahil kasabası, sarmaşıklar altında dolaşılan küçük ve sevimli bir çarşısı var, restoranlar ve hediyelik eşya dükkanları arasında küçük bir restoranın bahçesine oturduk. Musakka ve deniz ürünlerinden oluşan menü hem lezzetli hem de fiyatı gayet uygundu. Yemek molası sırasında çocuklar da dinlenmiş etrafta dolaşıp alışveriş yapmış oldular.

Petra Çarşısı

Petra merkezindeki en önemli yer, Panagias Tis Glikofilousas kayası ve kayanın üzerinde 114 basamakla çıkılan ve her yerden görülebilen kilisesi. Kilise hakkında birçok söylence çıkarılmış, bunlardan birine göre, Meryem ana ikonu taşıyan kaptan bir gece ikonun kaybolduğunu fark etmiş, kayanın üzerinde bir ışık fark etmiş, kayaya çıkıp Meryem ana ikonunu bulunca kilise yaptırmaya karar vermiş. Petra sokakları çok eski tarihi evlerle dolu bu evlerin bir kısmı taş binalar bir kısmı ise Osmanlı döneminden kalma ahşap Türk evleri.    

Petri Köyü

Petra’da dolaştıktan sonra Ligona vadisini tepeden gören Petri köyüne uğradık manzara şahane, köy çok güzel, yaz sıcağına rağmen bu küçük köyü dolaşmadan ayrılmadık. Sonra 15 dakika uzaklıktaki Osmanlı mimari etkisinin görüldüğü ve iyi korunmuş Molivos’ geçtik.

Molivos Liman

Molivos denize dik inen kayalık bir tepe üzerine yerleşmiş 2500 nüfuslu, tarihi antik çağlara uzanan çok eski ve turistik köy. Köye tepeden bakan bir kalesi var, kalenin eteklerinde denize paralel uzanan sokaklara bakan tarihi dokusunu iyi korumuş yerleşmiş eski yapılar bulunuyor, Molivos’ta plastik eşya kullanılmasının yasak, kullanılan bütün kent mobilyaları ahşap.

Molivos’ta çok sayıda güzel restoran var, bazıları denize bakan uçurumun kenarına yerleşmiş ve manzaraları muhteşem tabii yemeklerin ve özellikle deniz ürünlerinin lezzeti de öyle, güneşte kurutulmuş ahtapot, iri karides ve midyeler ile taze balıkların yanında adanın ünlü uzoları Barbayanni ve Plomari olmadan olmaz.

Molivos turu ve kaleye çıkan yol

Molivos Çarşı

Yaz güneşi altında kaleye kadar çıktık ve tekrar sahile inince sıcaktan bunaldık, denize atlayıp serinlemek şart oldu. Şehrin girişindeki plaja geldik, arabayı sokağa park edip, deniz kıyısına indik, sahildeki otele ait yüzme havuzu zeytin ağaçlarının arasında, deniz suyu ile dolduruluyor ve ücret ödemeden kullanabiliyorsunuz, Altuğ'la önce denize girdik, su soğuk gelince havuza döndük. Çocuklar doyasıya eğlenip havuzun keyfini çıkardılar.

Sahildeki Plaj

Köy içinde park yeri büyük sorun araçlar yol kenarlarına dizi dizi park etmiş ve zaten dar olan yol iyice geçilmez hale gelmiş. Molivos ve Petra sokaklarında yürümek ayrı bir keyif, çeşit çeşit dükkanlar, ada halkının yaptığı hediyelik eşyalar, Egenin masmavi suları, köyün huzur verici sakinliği hem beyninizi hem de bedeninizi dinlendiriyor, zaman nasıl geçiyor anlamıyorsunuz, herşey bu kadar güzel olunca bizim bir günlük program mecburen iki güne uzadı. Molivos'tan ayrılıp adanın batısındaki Eresos'a gitmeye karar verdik, geceyi Mitillini'de geçireceğiz. Yol üzerinde Moni Limonas Manastırını gördük, dağların arasındaki bir vadide, ağaçların arasında sessiz ve yalnız bir huzur içinde duruyor.    

Moni Limonas Manastırı

Eresos yolu çok virajlı, virajlar keskin ve yol dar, son bölümü ise tamamen kıraç toprak. Köye ulaştığımızda güneş batmak üzereydi, arabayı sahile yakın sokaklardan birine bırakıp yürümeye başladık. Eresos'un eşcinsel turistlerin gözde yeri, buradaki kumsallarda özgürce çıplak güneşlenip denize girebiliyorlar.

Hava iyiden iyiye karardı, önümüzdeki yolu bilmiyoruz ve çok geç olmadan Mitillini'ye dönmemiz gerekiyor, Yol 50-60 km’lik bir mesafe, adadaki diğer yollar gibi virajlı, dar ve hiç aydınlatma yok, 1,5 saat diye düşündüğümüz yolculuk 2 saati buldu, gece karanlığında etrafı da göremedik ama bu yolu gündüz giderseniz şahane manzaralar göreceğinize eminim. Saat 23.00 civarı Mitillini'ye ulaştık, hepimiz açız. Liman içindeki restoranlardan birine oturup, balık, balık çorbası, uzo, karides, midye, ahtapot ve salata söyledik, garson bir Türk, bize buradaki restoranların birkaç yıl içinde Türkler tarafından işletileceğini ada halkının çalışmaya pek hevesli olmadığını söylüyor, kendisi de burada bir restoran işletmeyi düşünüyormuş. Türk garsonu yakalayınca yakınlarda iyi bir otel ismi istedik. Biz yemek yerken çok yakındaki bir otele rezervasyon bile yaptırdı, Ada'nın deniz ürünleri çeşitli ve ucuz, çok da lezzetli yapıyorlar, uzo dahil 60€ hesap ödedik. Yemek sonrası çocuklar uykusuzluktan bayılmadan otele geçtik. Kilisenin arkasında bahçe içinde 3 katlı binada kalacağız. Bizim oda bahçe katında, önünde kahvaltı mekanı var çok iyi olmasa bile bu saatte bulunabildiğimiz için fazla şikayet etmeden yattık.

Sabah otel bahçesinde güzel bir kahvaltı yapıp limana doğru yürüdük. Motor kalkış saatine kadar liman çevresinde dolaştıktan sonra tekne kalkış saatinde limana gelip karşı kıyıya doğru açıldık. Tadına doyamadığımız plansız, hazırlıksız olmamıza rağmen unutulmaz bir 2 gün geçirdik.

Midilli Adası'nı ziyaret edeceklere öneriler:

* Molivos civarında çok keyifli oteller var konaklama için buralar tercih edilmeli.

* Petra ve Petri mutlaka görülmeli,

* Eressos çok keyifli ve ilginç bir yer kumsalı çok güzel bir gece kalındığında gece yaşamı ilginç olabilir.

* Midilli Uzo'nun vatanı gibi en iyi uzonun burada yapıldığı söyleniyor mutlaka denenmeli,

* Güneşte kurutulmuş ahtapot çok lezzetli,

* Biz göremedik ancak Taş orman ilginç deniyor.

* Moni Limonas Manastırı çok ilginç yol üzerinden manzarası çok güzel ancak içini de gezmeyi isterdim.

* Midilli için 2 gün az bence her yeri görebilmek için 4 gün ayırmak gerekiyor.

* Araç ile gitmek çok kolay ve adanın tamamı ancak araç ile rahat gezilebiliyor. Bunun için sadece Ayvalık'tan yeşil sigorta yaptırmak gerekiyor.

* Uzonun başkenti Plomari, Sigri, Polichnitos bizim göremediğimiz yerler ilginç olduğu söyleniyor.